Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Tahsilde Tekerrür Olmamak Kaydıyla Açılan Takiplerde Tahsil Harcı

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2025/2814
KARAR NO: 2025/5065
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalılardan İstanbul Defterdarlığı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
  Bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip ile dava dışı borçlular hakkındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibin aynı alacak için ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapıldığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip dosyasının tahsil edildiğini ve bu dosyada tahsil harcı alındığını ileri sürerek kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip dosyasının tahsil harcı alınmaksızın kapatılması talebinin icra müdürlüğünce reddi üzerine, %4,55 oranında tahsil harcı yatırılması gerektiğine ilişkin 11.05.2022 tarihli müdürlük kararının iptali ile ödemiş bulunduğu tahsil harcının iadesine karar verilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince icra dosyalarında takip dayanağı alacakların aynı alacak olarak kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği,borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince her iki takip dosyasındaki alacağın aynı kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ve tahsilde tekerrür olmamak üzere başlatılmış olduğu, aynı borçtan kaynaklı kambiyo takibinde tekrar tahsil harcı alınamayacağı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına,şikayetin kabulü ile şikayete konu icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verildiği, kararın İstanbul Defterdarlığı (Eski ünvan:İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı) vekili tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
      492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 23. maddesinde ”Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnameye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır” düzenlemesine yer verilmiştir.
     İİK’nun 15/1. maddesinde “İcra ve iflas harçlarını kanun tayin eder. Kanunda hilafı yazılı değilse, bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere tahsil harcının sorumlusu borçludur. Ancak borçlunun sorumluluğunda bulunan harcın alacaklı tarafından yatırılması, borçlunun sorumluluğunu ortadan kaldırmayacak, alacaklı taraf yatırdığı miktar bedelince takibe devam edebilecektir. 
      Aynı alacak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla birden fazla takip yapılması kural olarak mümkün olup yasal bir engel yoktur. Bu durumda icra takiplerinden birinde alacağın tahsil edilmesi halinde, diğer takip dosyası da infaz edilmiş olacağından tahsil harcı yalnızca tahsilat yapılan takip dosyasından ve bir defa alınır.
    İcra dosyalarının incelenmesinde; İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2021/33940 Esas sayılı dosyası ile bir adet 26.05.2015 tanzim tarihli bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte; alacaklı banka tarafından şikayetçi borçlu ile birlikte dava dışı Şevki/Gülşehver/Melike/Gülmahi Azakoğlu aleyhine 16.500.000,00 TL alacağın fer’ileriyle birlikte (Toplam:16.918.061,75 TL’nin) tahsili istemiyle 23.12.2021 tarihinde “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” icra takibi başlatıldığı, İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2021/1812 Esas sayılı dosyası ile bila tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak örnek 6 nolu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte de; aynı alacaklı banka ile Şevki/Gülşehver/Gülmahi Azakoğlu ve Azak Otel Turizm İnş.Tic. ve San.A.Ş. aleyhine toplamda 47.712.694,33 TL alacağın tahsili amacıyla 01.12.2021 tarihinde “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” şeklinde açıklama ile takip başlatıldığı, işbu dosyanın 10.05.2022 tarihinde haricen tahsil nedeniyle işlemden kaldırılmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunun 23. maddesi gereğince tahsil harcının %2,27 oranından alınmasına karar verildiği, tahsil harcının 1.083.078,16 TL olarak 25.04.2022 tarihinde alacaklı tarafından yatırıldığı görülmüştür.
     Her ne kadar, alacaklı vekilince İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2021/33940 Esas sayılı dosyasına ibraz edilen 12.05.2022 tarihli dilekçeyle İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2021/1812 Esas sayılı dosyasından başlatılan takipte dosya borcunun tahsil edilerek kapatıldığı,tüm banka alacağının tahsil edilmiş olduğu, banka alacağının kalmadığı ve İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2021/33940 Esas sayılı dosyasının İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesi 2021/1812 Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla açıldığı beyan edilmiş ise de, İlk Derece Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere,takip talebi ve ödeme emirlerinde hangi icra dosyaları arasında tahsilde tekerrür olmayacağına ilişkin bir açıklama bulunmadığı,takip dosyalarının tarafları arasında da farklılıklar bulunduğu, şikayetçi borçlunun tahsil harcı alınan İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2021/1812 Esas sayılı dosyasında taraf olmadığı, takip tarihlerinin ve alacak miktarlarının farklı olduğu,bononun ipotekli takibe dayanak genel kredi sözleşmesindeki borca istinaden düzenlendiğinin ispatlanamadığı görülmekle, bononun illetten mücerret bir alacak belgesi olduğu, senet metninden ayrıca ve açıkça anlaşılmadıkça, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız olarak takip konusu edilebileceği de dikkate alındığında, alacaklı beyanı tek başına sonuca etkili olmayıp bu haliyle takip alacaklarının aynı alacak olarak kabulü mümkün değildir. 
    O halde İlk Derece Mahkemesince; her bir icra takibi için ayrı ayrı tahsil harcı alınması gerektiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
 SONUÇ:
 İstanbul Defterdarlığı (Eski ünvan: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı) vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 31/01/2025 tarih ve 2022/4499 E. 2025/59 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.07.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Exit mobile version