Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yoluyla Takip Kategorisine En Son Eklenenler
-
Aynı alacak için, kambiyo senedi verilmesi halinde, alacaklı tarafından genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinden ayrı olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başvurulması da mümkündür. Ayrıca İİK’da aynı alacak için hem genel haciz yolu ile takibin hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin aynı anda yapılamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
-
Davacı alacaklının yabancı para borcunun tahsili için cebri icraya başvururken İİK m58/II-3 gereğince, BK m.99/III’de kendisine tanınan hangi tarihteki kurun tahsile esas alınacağını belirtmemiş olması sebebiyle, seçim hakkının borçluya geçtiği ve borçlunun vade tarihindeki döviz kuruna göre ödeme yaptığının kabulü gerekeceği
-
Lehtarın senedin ön yüzüne koyduğu aval şerhinin bono vasfına etkisi
-
Bononun ön yüzdeki düzenleyene ait iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde olması halinde imzanın şirket adına atıldığının kabulü gerektiği- İmzanın şirket yetkilisine ait olması durumunda, takibe konu bu bono nedeniyle borçlu şirket yetkilisinin şahsen sorumlu olmadığının, şirket temsilcisi olarak şirketi borçlandırma iradesi ile imzaladığının kabulü gerektiği-
-
Davalı bankanın, yetkili hamil olduğunu birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile kanıtlayamadığından ciro zincirindeki kopukluktan önceki lehtar ve keşideciye başvurma hakkı bulunmadığı
-
Takip dayanağı bonoda tanzim tarihi olarak belirtilen 21.06.2007 tarihinin aynı zamanda bononun ‘tediye tarihi’ bölümünde de aynen belirtilmiş olması ve ayrıca senet metni içinde ‘vade tarihi ‘ olarak 21.06.2010 tarihinin yazılı olması halinde bu senedin ‘çift vadeli senet(bono)’ olarak kabul edilemeyeceği böyle bir kabulün aşırı şekilcilik sayılıp hak kaybına neden olacağı
-
Dava konusu bonoyu kefil sıfatıyla imzalayan davacı- Menfi tespit- Teminat senedi- İspat yükü- Lehtarın banka olması- Genel kredi sözleşmesi hükümleri-
-
Kısıtlı borçlunun vasisi yerine kısıtlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olduğundan, HMK 124/3-4 uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltebileceği-
-
Menfi tespit- Senedin imzalı boş bir belgeden yararlanılmak suretiyle sahte olarak oluşturulduğu yönündeki davacı iddiası-
-
İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Ödeme iddiasının kabul edilebilmesi için, söz konusu ödeme belgelerinde takibin dayanağı olan senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur.
-
İcra müdürlüğüne ait banka hesap numarası bilgisinin ikmali her zaman mümkün olduğundan, bu eksikliğin ödeme emrinin iptalini gerektirmeyeceği
-
Alacaklının feragat beyanı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; “…borçtan feragat ediyorum…” ibaresinin alacaktan feragat edildiği anlamını taşıdığı dolayısıyla yalnızca takipten değil aynı zamanda alacaktan da feragat edildiği anlaşılmakla
-
Hamile düzenlenmiş senedin geçersizliği- Lehtar cirosunun bulunmaması-
-
İmza incelemesinde sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin imzası incelenecek kişinin uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır.
-
Borçlu şirket, yapılan takibe karşı çift imza ile temsil edildiğini, tek imza ile imzalanan çekten dolayı borçtan sorumlu olmadığını ileri sürmüştür. Borçlu şirketin itirazı İİK.’nun 169/1 ve 169/a maddeleri hükümleri uyarınca borca itiraz niteliğindedir.
-
İcra Mahkemesince borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez.