2022 YılıBAM İstanbul 21. Hukuk DairesiCEYPİpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Takibi

5411 s.k. Bankacılık Kanununun 143. madde metninden ve gerekse buna ait gerekçeden anlaşılacağı üzere muafiyet, 2548 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca alınması gereken Cezaevleri Kurumlarına katkı amacını taşıyan Cezaevi Harcını da kapsamayacağı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2674 Esas
KARAR NO : 2022/1727 Karar

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2021
NUMARASI : 2021/849 Esas – 2021/709 Karar

DAVANIN KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)

KARAR TARİHİ : 31/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 31/05/2022

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü.
İDDİANIN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2014/1164 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığını, ipoteklerin 3.630.749,44 TL vefa bedelinin üzerine kaydırıldığını, satışın durdurulması kararı verildiğini, vefa bedelinin icra dosyasına gönderildiğini, alacaklı olarak yer aldıkları takip dosyasında varlık şirketi olmaları sebebiyle icra dosyasına gönderilen paradan tahsil harcı ve CEYP alınmasının yerinde olmadığını, aksi yöndeki müdürlüğün 04.06.2021 tarihli kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince ” İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2014/1164 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra dosyasında, alacaklı Asya Katılım Bankası tarafından, borçlu Müflis D. T. Metal Geri Kazanım Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş. adına Çerkezköy İcra İflas müdürlüğü 2013/1 İflas dosyasına istinaden ve ipotek borçlusu olarak E.T. Çevre Teknolojileri San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine toplam 15.000.000,00 TL alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra emirlerinin tebliğ üzerine de 04.05.2015 tarihinde satış talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Alacak, önce varlık şirketi olan Final Varlık Yönetim A.Ş’ye 24/06/2014 tarihinde temlik edildiği, Final Varlık Yönetim A.Ş.’nin 27.09.2018 tarihli ticaret sicil gazetesi kaydına göre Birim Varlık Yönetim A.Ş.’ye devredildiği, şikayetçinin takibin tarafı haline geldiği, satış günü verilerek ilan hazırlandığı ancak Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/143 E. 2015/33 K. Sayılı ilamı satışın durdurulmasına karar verildiği böylece dosyada satış yapılmadığı anlaşılmıştır.
Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/475 E. 2016/83 K. Sayılı kararı ile takibe konu taşınmaz tapu kaydının iptali ile ipoteklerden arındırılmış bir biçimde davacı adına tapuya tesciline, ayrıca davacı tarafından Vakıfbank’a yatırılan 3.630.749,44 TL nin vefa(geri alım) bedeli üzerine aktarılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2020/3173 E. 2021/577 K. Sayılı ilamı ile onandığı, bedelin şikayete konu takip dosyasına gönderildiği, müdürlüğün 04.06.2021 tarihli kararı ile bu bedel üzerinden %11,38 oranında tahsil harcı ve %2 oranında CEYP alınmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 15. maddesi ise, kanunda tersine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.
Harçlar Kanunu’nun 32. maddesine göre de, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.
Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 sayılı Harçlar Kanunu md.28/b) gereği İcra Dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili değildir; borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İcra ve İflas Kanunu’nun 12. maddesi hükmü de gözetildiğinde, borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının ödediğini zannettiği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. Yani, alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir.
Bu düzenlemelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulu’nun 22.9.2004 tarih ve 2004/12-491 E., 2004/413 K. ile 15.01.2014 tarih ve 2013/12-2258 E. ,2014/7 K. sayılı kararlarında da, paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanunu’nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.
Şikayetçinin temlik nedeniyle alacaklı konumunda bulunduğu şikayet konusu olayda, İcra ve İflas Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca gerçekte borçluya ait olan tahsil harcının, konuya ilişkin bir başka düzenlemeyi içeren 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesindeki hüküm çerçevesinde yatırılan paradan alınmış olması, sonuçta bu miktarın borçludan alınıp kendisine ödenmesine olanak veren yasal düzenlemeler karşısında, hukuka aykırı değildir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 03.12.2008 tarih ve 2008/12-715 esas, 2008/717 karar sayılı kararı)
Öte yandan 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140/2. maddesine göre borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil harcı dahil her türlü vergi, resim, harç ve masraflar fon alacağından mahsup edilemez ise de varlık yönetim şirketlerinin düzenlendiği aynı kanunun 143. maddesinde anılan maddeye atıf yapılmadığından, fon alacaklarına ilişkin olan bu imtiyazın varlık yönetim şirketleri hakkında uygulanma imkanı yoktur. ( 12 HD esas no: 2011/31323 karar no: 2012/14987)
Diğer taraftan 5411 s.k. Bankacılık Kanununun 143. madde metninden ve gerekse buna ait gerekçeden anlaşılacağı üzere bu muafiyet, 2548 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca alınması gereken Cezaevleri Kurumlarına katkı amacını taşıyan Cezaevi Harcını da kapsamaz. ( 12 HD esas no: 2008/8341 karar no: 2008/10756)
Açıklanan nedenlerle, icra takip dosyasından alacaklı varlık yönetim şirketine verilecek para üzerinde tahsil harcı ve CEYP alınmasına yönelik muafiyet söz konusu olmadığından müdürlüğün harç alınması yönündeki kararı yerindedir. Bu yönüyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
İcra takiplerinde takip çıkışı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarifenin B/I- 3. fıkrasına ve takip safhalarına göre tahsil harcı alınır. Ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir (Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi). 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na göre tahsil harcı alacağının doğması için ödeme veya icra emrinin tebliği gerekmektedir. Buna göre;
b) Hacizden sonra ve satıştan önce ödenen paralardan(Yüzde 9,10)
c) Haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan(Yüzde 11,38) tahsil harcı alınır.
Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiplerde alacağın teminatı olarak gösterilen şeyin haczi söz konusu olmayacağından bu tür takiplerde rehnin paraya çevrilmesinden önceki aşamada alınması gerekli tahsil harcı oranında harç alınması gerekir.
Somut olayda, icra emirlerinin borçlulara tebliğ edildiği, rehne konu taşınmazın satışı için satış ilanı hazırlandığı, ancak Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/143 E. 2015/33 K sayılı ilamı ile satışın durdurulmasına karar verildiğinden satış yapılamadığı, daha sonra vefa(geri alım) bedelinin İcra dosyasına yatırılması ile bu miktarın ipotek alacaklısına verilecek kısmı üzerinde tahsil harcı alındığı, böylece şikayet konusu dosyada satış yapılmadığından icra müdürlüğünce %11,38 oranında tahsil harcı kesintisi yapılmasının yerinde olmadığı, ipotek takiplerinde haciz safhası olmadığından satıştan önce ödenen paralardan %9,10 oranında harç alınması gerektiği gözetilerek şikayetin kısmen kabulü ile tahsil harcının %9,10 üzerinden hesaplanması yönünde müdürlük kararının İİK md. 17 gereği düzeltilmesine, ŞİKAYETİN KISMEN KABULÜ ile İstanbul 10.İcra Müdürlüğünün 2014/1164 sayılı dosyasında müdürlüğün 04/06/2021 tarihli kararının tahsil harcı oranının iptali ile tahsil harcının %9,10 üzerinden hesaplanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,” dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında Bankacılık Kanunu 143. maddesi uyarınca varlık yönetim şirketlerinin harç muafiyeti olmadığını, bu sebeple icra müdürlüğünün harç alınması yönündeki kararının yerinde olduğunu, söz konusu kararın hatalı ve hukuka ayklırı bir şekilde verildiğini, Bankacılık Kanunu’nun 143. maddesinde yer alan açık düzenleme uyarınca varlık yönetim şirketleri kuruldukları yılı izleyen 5 yıl süresince Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu, Gider Vergileri Kanunu ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’dan doğan tüm harçlardan istisna tutulduğunu, müvekkil şirketin 03.10.2016 tarihinde ticari faaliyetlerine başlamış olduğunu, 31.12.2021 tarihine kadar her türlü yargı harcından muaf ve istisna olduğunu, Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü’nün ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararından da anlaşılacağı üzere icra dosyasından yapılan işlem istisna kapsamında olduğunu, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi 2021/849 Esas sayılı mahkeme kararı muafiyet ve istisna kavramlarını dikkate alınmadan yasaya aykırı olarak verildiğini, icra dosyasından yapılan işlemde hangi tarafın yükümlü olduğuna bakılmaksızın Bankacılık Kanunu’nun 143. Maddesine göre Varlık Yönetim Şirketlerinin yapmış olduğu her türlü işleme uygulanan istisna gereğince icra dosyasından Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/475 Esas sayılı dava dosyası uyarınca icra dosyasına gönderilen vefa bedelinden harç kesilmesi yönündeki müdürlük kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından 28.06.2021 tarihli kararında icra müdürülüğünde %9,10 üzerinden tahsil harcı alınması hususunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil şirket tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takip dosyasında ipotekli taşınmazın satışı için işlemler yapılmak istenildiğini, önce Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesi 2014/143 Esas sayılı dosyası ile satışın durdurulmasına karar verildiğini, Çerkezköy Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/475 E. 2016/83 Karar sayılı kararı ile takibe konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ipoteklerden arındırılmış bir biçimde tapuya tesciline dava dosyasına yatırılan vefa bedelinin ise ipoteklere kaydırılmasına karar verildiğini, müvekkil şirket tarafından icra dosyasından herhangi bir satış yapılmamış olduğunu, icra dosyasına yatırılan tutarın haricen tahsil gibi değerlendirilmesi gerektiğini, Yargıtay kararında belirtildiği üzere icra dosyasına yatırılan tutarın haricen tahsil gibi değerlendirilmesi ve bu sebeple tahsil harcının (%4,55) yarısı olan %2,27 üzerinden harç hesaplaması yapılması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, icra müdürlüğünce %11,38 oranındaki tahsil harcı kesintisinin yapılmasına ilişkin kararın onanmasını, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (1) sayılı tarifenin “(B) İcra ve iflâs harçları” bölümünün “I-İcra harçları” başlıklı fıkrasının 3/c bendinde tahsil harcı “haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan %11,38 oranında uygulanır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Aynı Yasa’nın 3/b bendinde ise tahsil harcı “hacizden sonra ve satıştan önce ödenen paralardan %9,10 oranında uygulanır” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/143 Esas dosyası ile satışın durdurulmasına karar verildiğinden satışın yapılamadığı, böylece satıştan önce yatırılan paralardan %9,10 oranında tahsil harcı alınması gerektiği, borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının ödediğini zannettiği harç miktarı kadar takibe devam hakkının bulunduğu, diğer taraftan 5411 s.k. Bankacılık Kanununun 143. madde metninden ve gerekse buna ait gerekçeden anlaşılacağı üzere muafiyet, 2548 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca alınması gereken Cezaevleri Kurumlarına katkı amacını taşıyan Cezaevi Harcını da kapsamayacağı anlaşıldığından, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde, istinaf olunan kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurularının HMK.353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-a-)80,70-TL harcın davacıdan alınarak Hazine adına irad kaydına,
b-)Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
c-)İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına;
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7035 Sayılı Kanunla değişik 6100 Sayılı HMK’nun 361/1.md.gereğince 2 (iki) hafta içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi.
31/05/2022

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu