2024 Yılı3. Hukuk DairesiArabuluculuk BaşvurusuBorca İtirazİtirazın İptaliMerkezi Takip Sistemi (MTS)

6102 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan eldeki uyuşmazlığın ticari dava sayıldığı ve aynı Kanun’un 5/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca konusu bir miktar para olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalar açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği,

3. Hukuk Dairesi         2024/507 E.  ,  2024/1095 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/147 E., 2023/580 K.

Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; davalının ticarethanesi için davacı şirket ile abonelik sözleşmesi akdettiğini, davalıya bu sözleşme çerçevesinde elektrik enerjisi tedariki sağlandığını, davalı tarafça 27.03.2020, 31.07.2020 ve 31.08.2020 düzenlenme tarihli faturaların ödenmemesi üzerine Merkezi Takip Sistemi üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; Merkezi Takip Sistemi dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; takibin posta yolu ile yapıldığını, 2019 yılından bugüne kadar UETS abonesi olduğundan yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, abone olunan elektriğin Karşıyaka’daki iş yerine bağlandığını, mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine göre davacının yasal yollara başvurmadan önce güvence bedelini güncelleyerek mevcut borçlara mahsup etmediğini ve tarafına bildirmediğini, yapılan tahakkukun mevzuat ve yönetmeliğe aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafça davalının elektrik aboneliğinden kaynaklı olarak tahakkuk ettirilen faturaları ödememesinden dolayı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takibe yapılan itiraz neticesinde icra takibinin durduğu, davacının davalının sıfatında yanılgıya düşmek suretiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığı, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada dilekçeler aşamasında davalının davaya konu edilen borcu kabul etmediği, tarafların davaya konu edilen uyuşmazlık ile ilgili olarak sulh olmadıkları, uyuşmazlığı giderecek nitelikte herhangi bir anlaşmaya varamadıkları, ayrıca Mahkemece 31.05.2022 tarihinde icra edilen duruşmada davacı vekilinin sulh olma imkanın bulunmadığı beyanını imzaladığı, Mahkemece ilk alınan bilirkişi raporunda ve bu rapora göre alınan ek raporlarda Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine göre değerlendirmenin yapılmadığı, davalı tarafça da rapora yapılan itirazlarda borcun kabul edilmediğinin sürekli dile getirildiği, bu haliyle davanın ilk açıldığı mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde arabuluculuk şartının zorunlu olmadığı, arabuluculuğun amacının zaten Mahkemeye başvuru olmadığı, uyuşmazlığın alternatif bir yolla çözülmesi olduğu, dosyanın görevli mahkemeye gönderildiği anda tekrardan arabuluculuk yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermenin davacıyı yeni dava açmaya zorlamak olacağı, bu durumun da usul ekonomisi ilkesi ile bağdaşmayacağı, zaten dava daha önceden başka mahkemede açılmış ve görevsizlikle mahkemeye gönderilmiş, taraflarca da herhangi bir uzlaşı içinde uyuşmazlık çözümüne dair sulh olunmadığı görülmekle, tekrardan davacıya arabulucuya başvurmasının pratikte bir fayda sağlamayacağından yargılamaya devam edildiği, 29.05.2023 tarihli bilirkişi raporu ile Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinde uygun suretle dava konusuna dair inceleme yapılmakla her iki tarafın da tacir olduğu dikkate alınarak asıl alacağa ticari faiz yürütülmesi suretiyle ve güncellenmiş güvence bedelinin mahsubu sonunda ortaya çıkan borç miktarına göre, asıl alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı talebinin de kabulü gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile MTS dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 1.486,34 TL üzerinden devamına, hüküm altına alınan alacak miktarı olan 1.486,34 TL ‘nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, kesin olarak karar verilmiştir.

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığının 21.12.2023 tarihli yazısında; somut olayda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan bu davanın ticari dava sayıldığı ve aynı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca konusu bir miktar para olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalar açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, ancak arabuluculuk dava şartının bu davada yerine getirilmediği dikkate alınarak, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, elektrik aboneliği sözleşmesi uyarınca ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibinde yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6102 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrası,

2.Aynı Kanun’un “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin birinci fıkrası,

3.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (632 sayılı Kanun) 18/A maddesi,

3. Değerlendirme
Somut olayda; 6102 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan eldeki uyuşmazlığın ticari dava sayıldığı ve aynı Kanun’un 5/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca konusu bir miktar para olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalar açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, ancak arabuluculuk dava şartının eldeki davada yerine getirilmemesi nedeniyle Mahkemece 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve Kanuna aykırı olduğundan, Adalet Bakanlığının yerinde görülen temyiz talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sonuca etkili olmamak üzere kararın KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu