T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2025/170
KARAR NO: 2025/1994
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 23/10/2024
NUMARASI : 2023/2611-2024/2459
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu vasisi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu adına vasinin icra mahkemesine başvurusunda; sair itirazlarıyla birlikte tarafına tebliğ edilen ödeme emrinde borçlu ile birlikte vasi olarak yer almadığını ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince; kısıtlı borçlunun vasisi yerine kısıtlı hakkında takip yapılmasının, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olduğu, alacaklının borçlunun kısıtlanarak kendisine vasi tayin edildiğini takip sırasında öğrendiği ve takibin borçlu vasisine yöneltilerek vasiye ödeme emrinin tebliğ edildiği gerekçesi ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda imzaya ve borca itirazlar ile sair şikayetin reddine, alacaklı lehine tazminat ve para cezasına hükmedildiği, borçlunun vefatı üzerine aynı zamanda borçlunun mirasçısı da olan borçlu vasisi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; aynı gerekçeler benimsenmek suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın borçlunun mirasçısı/vasisi tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
Dava ve takip ehliyeti, kişinin kendisi veya temsilcisi aracılığıyla bir davada veya takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişiler, dava ehliyetine de sahiptir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, bazı istisnai hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların, dava ve takip ehliyeti yoktur. İstisnai haller dışındaki dava ve takiplerde, kanuni temsilcileri tarafından temsil olunurlar.
HMK’nın 124/3. maddesi uyarınca maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4. fıkrasında da; “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir.
Şikayete konu takip dosyasının incelenmesinde; Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.06.2019 tarihli ve 2019/181 E.-2019/963 K. sayılı kararı ile borçlunun TMK’nın 406. maddesi gereğince kısıtlanmasına karar verilerek kızı Hülya Filiz Korucuoğlu’nun vesayeti altına alındığı, vesayet kararından sonra 02.03.2020 tarihinde kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı görülmüş ise de, alacaklı tarafından kısıtlı borçlunun vasisi yerine kısıtlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK’nın 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkündür.
Somut olayda, alacaklı tarafından borçlunun kısıtlandığının takip sırasında öğrenilmesi üzerine, 10.03.2020 tarihinde icra müdürlüğüne sunulan dilekçe ile vasinin bilgilerine yer verilerek “takibin kesinleşmesi için ödeme emrinin, vasiye tebliğ edilmesi” talebinde bulunulduğu ve vasiye gönderilen ödeme emrinin vasi gösterilmeksizin düzenlenen 06.03.2020 tarihli ödeme emri olduğu görülmüş olup her ne kadar temyize konu şikayetten sonra alacaklının talebi üzerine düzenlenen 24.08.2020 tarihli ödeme emrinde borçlunun yanında borçlunun vasisine yer verilmiş ise de şikayete konu 06.03.2020 tarihli ödeme emrinin iptal edilmediği sürece ayakta olduğu ve borçlunun vasisi tarafından şikayet dilekçesinde iptali istenen icra emrinin işbu 06.03.2020 tarihli icra emri olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece, HMK’nın 124. maddesine uygun olarak kısıtlı borçlunun vasisinin ek takip talebi ile takipte gösterilmesi ve buna uygun olarak düzenlenen ödeme emrinin vasiye tebliği zorunlu iken bu usule uyulmadığından bahisle şikayete konu ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Borçlu vasisinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 23.10.2024 tarihli ve 2023/2611 E.-2024/2459 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Bandırma İcra Hukuk Mahkemesinin 13.06.2023 tarihli ve 2022/263 E.-2023/239 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.