T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2025/2150
KARAR NO: 2025/2972
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 06/02/2025
NUMARASI : 2024/900-2025/178
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalılar/borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının icra mahkemesine yaptığı başvuru ile; ilamlı icra takibinin dayanağı olan ilam gereğince, takipte, ilam vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile bunların işlemiş faizlerinin yanı sıra borçlu A.Ç. adına kayıtlı diğer borçlu Emek … A.Ş.’deki 2.400.000/10.000.000 payın iptali ve alacaklı A.S.Ö.’ya ait olduğunun tespitinin istendiğini, icra müdürlüğünce yapılan dosya hesabı neticesinde, borçlularca yapılan ödemeler nedeniyle dosya alacağının tahsil edildiği gerekçesiyle takip dosyasının infazen kapatılmasına karar verildiğini, ancak takip talebinde, parayla ölçülemeyen ve pay iptali ile bu payın alacaklıya ait olduğunun tespitine dair hüküm kısmının da infazının istenmesi nedeniyle, bu kısmın infazı maksadıyla, borçlu şirkete, ilgili ticaret sicil müdürlüğüne ve Merkezi Kayıt Kuruluşuna icra emri gönderilmesi gerekirken takip dosyasının infazen kapatılmasının usule aykırı olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğünün 19.3.2024 tarihli işleminin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, Asliye Hukuk Mahkemesinin takip dayanağı ilam gereğince tescil için ilgili ticaret sicil müdürlüğüne gönderdiği müzekkereye verilen cevabi yazıda, tescil için takip dayanağı ilamın kesinleşmesinin gerektiğinin bildirilmesi ve ilamın henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle şikayetin reddine hükmedildiği, kararın şikayetçi alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulü ile mahkeme kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, şikayetin kabulüne ve takip dayanağı ilamın hüküm kısmında yazılı payın kısmen iptali ve bu payın davacıya ait olduğunun tespitine dair kısmın icrası için icra müdürlüğüne İİK’nın 17. maddesi gereğince emir verilmesine karar verildiği, kararın şikayet edilen borçlular tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
Para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrası İİK’nın 32 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, para borcuna veya teminat verilmesine dair ilam icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder. Aynı Kanun’un ilam mahiyetini haiz belgeler başlığını taşıyan 38. maddesinde ise, mahkeme huzurunda sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi re’sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir, düzenlemesine yer verilmiştir. İlgili yasa maddeleri ile hangi belgelere dayanılarak ilamlı takip yapılabileceği düzenlenmiş olup, bazı özel kanunlarda da bu hususa yer verilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, maddede yer verilen ilamların, icrası yorum gerektirmeyecek açık tahsil hükmü (eda hükmü) taşıyan ilamlar olmasıdır. Bu nedenle eda hükmü içermeyen “tespite” ilişkin ilamlar icra takibine konu edilemez. Ancak, kesinleşmeleri halinde bu ilamlardaki vekalet ücreti ve yargılama giderine dayalı likit miktarların icra yolu ile infazı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta; ilamlı icra takibinin dayanağı yapılan Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.10.2023 tarih ve 2023/94 E. – 2023/538 K. sayılı kararının hüküm bölümünde, davanın kabulü ile davalı A.Ç. davalı Emek … A.Ş. hissesinin 2.400.000/10.000.000 kısmının iptaline ve bu payın davacıya ait olduğunun tespitine, hüküm özetinin Polatlı Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine karar verildiği görülmüştür. Mahkemece bir işin yapılmasına ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararlar ilamlı icraya konu edilebilecek olup, takip dayanağı ilamda, bu yönde bir eda hükmü oluşturulmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, ilamın kesinleşmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti kalemlerinin istenebilmesi mümkün ise de, ilamın diğer tespite ilişkin kısmının icra yolu ile infazı mümkün değildir.
O halde; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi de yerinde olmadığından, mahkeme kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle ve yukarıda yazılı gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :
Şikayet edilen borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin 06.02.2025 tarih ve 2024/900 E. – 2025/178 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.04.2025 gününde oy birliğiyle karar verildi.