İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi tebliği- Haciz ihbarnamelerinin iptali talebi- Bilinen adres- Mernis adresi- Vekaletnamede yer alan adres-
-
İcra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde, mirasın reddedilmiş olduğu hususu maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olup; olayda borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden önce, TMK’nın 606. maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararını, ödeme emri tebliğinden itibaren, yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmediği, bu durumda; takibin kesinleşmesinden sonra mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının icra dairesine sunularak hacizlerin kaldırılmasının istenemeyeceği
-
İtirazın iptali davasının, dava şartı arabuluculuk kapsamına girmediği-
-
Bir yıllık süre içinde haciz talebinde bulunan alacaklının haciz talebini geri alması halinde, yeniden bir yıllık haciz isteme süresinin işlemeye başlamayacağı, alacaklının ancak, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlamış olan bir yıllık sürenin, varsa kalan kısmında, yeniden haciz talebinde bulunabileceği- Borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği ve yasal 1 yıllık süre içinde alacaklının haciz talebinde bulunduğu görüldüğünden, alacaklının haciz isteme hakkı düşmemiş olup İİK. mad. 78/5 gereğince harç alınmasının ve borçlulara yenileme emrinin tebliğe çıkarılmasının gerekmeyeceği, haczin birden fazla yenilenmesinin anılan kuralın uygulanmasını engellemeyeceği-
-
İİK.nun 78. maddesinde belirtilen sürelerin geçirilmesi halinde, alacaklının “haciz isteme hakkı”nın düşeceği, bu durumda, alacaklının, yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunması ve bu talebin borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği, ilâma dayalı olmayan takiplerde, yenileme talebi üzerine harç alınacağı-
-
İcra Edilebilirlik Şerhi İçeren Belge Her Koşulda İlamlı Takibe Konu Edilemez.
-
Borçlunun Kardeşinin, Muristen Borçluya Düşecek Hisseye İlişkin Haczin Kaldırılmasını İsteyemez
-
İhalenin Gerçekleştirilmesinden Sonra Dosya Borcunun Ödenmesi İhalenin Feshini Gerektirmez
-
Tebligat İade Edilmişse de Bu Dilekçe Asile Tebliğ Edilmediğinden Vekilin Görevi Devam Etmektedir.
-
İcra müdürünün haciz talebini yerine getirme konusunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığının kabulü gerekir (HGK’nın 31.03.2004 tarih 2004/12-202 E., 196 sayılı kararı) Ancak kural bu olmakla birlikte, İİK’nın 82. maddesine, 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen ve son fıkrada yer alan; “İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir” hükmü karşısında, icra memuruna tanınan takdir hakkı, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığına ilişkin olup somut olayda icra memurunun mal kaçırma riski olmadığını gerekçe göstererek haciz talebini yerine getirmemiş olduğundan anılan madde kapsamında takdir hakkı kullandığından söz edilemez.
-
Ön Alım Hakkına Dayalı Tapu İptail ve Tescili Davasında Başvurucuya Ait Ön Alım Bedelinin Nemalandırılmaması ve Değer Kaybına Uğratılarak Ödenmesi Nedeniyle Mülkiyet Hakkının İhlali
-
Tasarrufun İptaline Konu Olan Taşınmazın Satışını İsteme Süresi
-
İİK’nın 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, İİK’nın 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmaz.
-
Düzenlediği teminat mektubuna ilişkin bankanın borcu, riskin gerçekleşmesinden sonra bankadan ödeme talebinde bulunulmasıyla muaccel hale gelecektir. Teminat mektubunun paraya çevrilmesi için ilk talep 28.03.2000 tarihli olsa da teminat mektubu üzerindeki tedbir kararı ilamın kesinleştiği 25.04.2006 tarihine karar devam edeceğinden ve paraya çevirme mümkün olmayacağından teminat mektubunu düzenleyen banka ve bankanın külli halefi olan şikayetçi banka yönünden bu tarihe kadar borcun muaccel hale gelmesi söz konusu olmayacaktır.
-
Öte yandan, keşide yeri unsuru bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK’nın 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir.
-
Dava konusu eser sözleşmesine ilişkin ayıp iddiasına ilişkin uyuşmazlığın Arabuluculuk dosyasında “anlaşmayla” sonlandığı, ilam niteliğindeki anlaşma belgesini hükümleri doğrultusunda taraflar arasında başka bir ihtilafın kalmadığı, böylelikle uyuşmazlık konusu mezkur kazanın arabuluculuk faaliyeti ile sonlandırılmış olduğu ve Arabuluculuk Kanunu mad. 18/5 gereğince yeniden dava açılmasının mümkün olmadığı, davanın açılmasında hukuki yarar dava şartının bulunmadığı-