İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün taşınır,taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının haczini engelleyen açık bir yasal düzenleme bulunmadığı, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa hükümlerine de tabi olmadığı görülmekle Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczinin mümkün olduğunun kabulü gerekir.
-
Borçlu tarafından avans faizinin değişen oranlarda hesaplanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, dava dilekçesinde açıkça bu yönde bir itirazı mevcut olmadığından, ayrıca takip talebinde açıkça belirtilen orandan az olmamak üzere avans faizi talep edildiğinden ve takibin bu kısmı itirazsız kesinleştiğinden ileri sürülen bu hususun yerinde olmadığı gerekçesiyle borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine,
-
Karayolları Genel Müdürlüğünün harçtan muaf olduğu
-
İİK’nın 170/b maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun’un 63. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemeyeceği- ‘Senedin bedel hanesinde tahrifat yapıldığı’ iddiası, senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasında olup, süresinde yapılmış bir itiraz ya da şikayetin kesinleşmesine kadar her aşamada ileri sürülebileceği
-
TMK. 883 “İpoteğin terkinini isteme hakkı” İle İlgili Anayasa Mahkemesinin Ret Kararı
-
Kıymet Takdirine İlişkin Şikayet “Şikayet tarihinden itibaren yedi gün içinde gerekli masraf ve ücretler mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabilir; aksi halde başka bir işleme gerek olmaksızın şikayet kesin olarak reddedilir.” hükmünün iptali için yapılan başvuruya ilişkin Anayasa Mahkemesinin red kararı.
-
Arabuluculuk faaliyetinin tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirildiği, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan ve son tutanak tarihi ile hesaplamaya esas alınan dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
-
Banka ekstresinden davalının kira ödemelerini açıklamada bulunmadan yaptığı anlaşıldığından, bu ödemeler TBK’nun 102. maddesi uyarınca değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulacağı-
-
Ödenen kira parasının ait olduğu ay kiracı tarafından ödeme makbuzunda belirtilmemiş ise, kiralayanın bunu ödenmeyen herhangi bir ayın kirasına karşılık tutabileceği-
-
İcra mahkemelerinde davalının ancak tahliye tarihine kadar kira parası ödemesi ile sorumlu tutulabileceği, tahliye tarihinden sonraki alacak tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve alacağın tesbiti yargılamayı gerektirdiğinden dar yetkili icra mahkemesinde tahliye sonrasına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
-
Davalılar hakkında yapılan icra takibi üzerine düzenlenen ihtarlı ödeme emri davalılardan birine tebliğ edilmediğinden ve tüm kiracılar yönünden temerrüt gerçekleşmediğinden kiralananın tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
-
Ödeme belgelerinin borcu sonlandıran belgelerden olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerekeceği-
-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkin davada, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenmeden tahliye isteminde bulunulamayacağı-
-
Tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup borçlunun haricen icra takibini öğrenerek itiraz etmesinin de durumu değiştirmeyeceğinden İİK. mad. 269’da belirtilen itiraz ve ödeme sürelerinin işlemeyeceği-
-
Türk Borçlar Kanunu’nun 315. maddesinde konut ve çatılı işyeri kiralarında temerrüt ihtarında verilecek sürenin 30 gün olarak öngörüldüğü, davaya dayanak icra takip dosyasında, davalı borçluya gönderilen örnek 13 ödeme emrinde 7 günlük itiraz ve 7 günlük ödeme süresinin tanındığının görüldüğü, bu durumda yasal koşulları içermeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceği-
-
Şikâyet tarihi itibariyle boşanma ilâmı ve bununla hükmedilen iştirak nafakasına dair ilâmın kesinleşmiş olduğunun, eşe ve çocuklara önceki ilâmla verilmiş olan tedbir nafakasının boşanma ilâmının kesinleşmesi ile son bulacağının (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 197-169. maddeleri), bu ilâma dayanılarak yapılmış ek bir talep ve gönderilmiş yeni bir icra emri bulunmadığının, iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşen tedbir nafakasının İcra Müdürlüğünce tahsilinin ise ancak kesinleşen kararın ayrıca takibe konulması veya aynı dosya üzerinden yeni talep açılarak buna ilişkin icra emrinin tebliğiyle mümkün olacağının