İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
İlamlarda zamanaşımı süresinin on yıl olduğu- Hüküm tarihi ile ilamın taraflara tebliğ tarihi arasında on yıl geçtiğinden ilama bağlı borcun zamanaşımına uğramış olduğu-
-
İcra takibine konu kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin ilam takip tarihinden sonra kesinleşmişse ancak bu tarihten sonra faiz istenebileceğinden, bakiye faiz alacağının aynı dosya üzerinden istenebileceği- İlam takip tarihinden önce kesinleşmişse; alacaklının bakiye faiz alacağını yeni bir icra takibi ile istemesi gerektiği
-
Alacaklının, açıkça feragat etmediği sürece zamanaşımı süresi içinde tahsilde tekerrür olmamak üzere takipten önce kesinleşen ilama dayalı eksik kalan faiz alacağını aynı takip dosyasında isteyemeyeceği, ayrı bir takip yaparak talep edebileceği
-
Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesi sadece 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 16/son maddesi gereği aranmıştır. Bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamlarda kesinleşmeye ilişkin kanun hükmü bulunmamaktadır.
-
Borçluya gönderilen icra emri kanuna ve özellikle ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlunun icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabileceği-
-
Dava konusu eda hükmü içeren ilamın, dava kesinleşmeden takibe konulmasında bir sakınca olmayacağına-
-
Misli ile değişime konu araç- Kıymet takdiri- Takibe konu aracın üretimden kaldırılmış araç olması- Aracın teknik donanımını gösteren bilgi ve belgeler- Bilirkişi raporu-
-
Genel mahkemede yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği,, ancak ihtiyati haciz hakkında bir takibin bulunmadığı görüldüğünden, ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği
-
Dava konusu change aracın icra müdürlüğünce kıymet takdiri yapılarak ihale yoluyla açık arttırmada davacıya satılmasında icra müdürünün herhangi bir kusurlu eyleminin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
-
Şikâyete konu hesap borçlu belediyenin Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğü nezdindeki emanet hesabı olup, banka hesabı gibi belediyenin tasarrufu ile açılan bir hesap olmadığından, borçlu belediye tarafından haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılmasından söz edilemeyeceği
-
İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemi-
-
Asıl borçluyla ilgisi bulunmayan davacının adresine gelinerek malları haczedilmeye çalışılmış, bunun üzerine davacı vekili haczi engellemek adına dosya borcunu ihtirazî kayıtla ödemek durumunda kalmıştır. O hâlde, eldeki davanın sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olduğu kabul edilmelidir.
-
Birikmiş Nafaka Takiplerinde İcraya Konulan Bedel Üzerinden Vekalet Ücreti Hesaplanmasının AAÜT’sinin 11/1 maddesine göre yapılması gerektiği
-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın yok hükmünde olacağı ve ödeme emrinin iptali gerektiği, bu durumda usulsüz tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulama yerinin bulunmadığı
-
Haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmediği banka hesaplarına haciz konan ve dosya borcunu ödemek zorunda kalan üçüncü kişinin açtığı istirdat davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilemeyeceği
-
Bozma veya Onamadan Sonra Yeni İlamın İbrazı – İcra Emri Düzenlenmesi Hali