İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
İcranın geri bırakılması kararının, ancak lehine tehiri icra kararı tesis edilen borçlu yönünden hüküm ifade ettiği, borcun, tehiri icra kararı için sunulan teminat mektubu ile değil, bu teminat mektubunun paraya çevrilmesi ile ödenmiş sayılacağı
-
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılmasının yeterli olmadığı, anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekeceği, kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gerekenin, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmek olduğu
-
Borçlu takibe yasal süresi içinde itiraz etmediğinden takibin kesinleştiği, bu durumda kesinleşen takipten dolayı davacı alacaklının icra mahkemesinden tahliye istemesinde hukuki yararının bulunmadığı, o halde davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği
-
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde bulunan tahliye taahhüdünde, tahliye tarihi açık bir şekilde yer almadığından TBK’nun 352. maddesinin aradığı anlamda bir tahliye taahhüdünün varlığından bahsedilemeyeceği
-
Takibin fazladan ödenen paranın istirdatına yönelik hükme ilişkin olması, yani, menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasına ilişkin olmaması halinde, ilamın kesinleşmeden icra takibine konu edilebileceği
-
Tüzel kişilere Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ usulü
-
İlam niteliğine haiz olmayan kısa karara dayalı olarak takip başlatılamayacağı, takip tarihinden sonra ilamın takip dosyasına sunularak icra emrinin borçluya tebliğe çıkartılmasının da bu durumu değiştirmeyeceği
-
İİK’nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğinin zorunlu olduğu- Çünkü satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi, borçlunun satıştan makul bir süre önce haberdar olmasını gerektirdiği
-
Satış kararında; yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere tebliğine, menkul satışlarında tebligat zorunluluğu olmadığından satış tebligatlarının bila tebliğ dönmesi halinde satışın yapılmasına karar verildiği, bu karar doğrultusunda, borçluya ihaleden önce satış ilanı tebligatı çıkarılması yeterli olup, bila tebliğ iade halinde dahi satışın yapılması mümkün iken, ilanın makul sürede tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshi yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı
-
Yargıtay Kararlarına göre Satış ilanı tebliğ tarihi ile ihale günü arasında makul bir süre
-
Anayasa Mahkemesi Kararı | İstinaf süresinin, İcra Mahkemeleri tarafından karar gerekçesi açıklanmadan tefhim tarihinden itibaren başlatılmasına ilişkin yorumlar öngörülemez niteliktedir.
-
Taşınmaz üzerine daha sonraki tarihlerde haciz konulmuş ise de ilk hacizden itibaren süresinde satış talebinde bulunulması nedeniyle ilk haczin ayakta olduğu ve hukuki kıymetini kaybetmediği anlaşılmakla, ilk hacze dayalı olarak yapılan ihalede yasaya uymayan bir yönün bulunmadığı
-
Takip talebinde ticari faiz ibaresine yer verilmiş ise de istenen orana göre bunun ticari temerrüt faizi olan avans faizi olarak anlaşılması gerektiği, artan oranların uygulanması istenmiş ancak azalan oranların uygulanması belirtilmemiş ise de avans faiziyle tahsil talebinde icra müdürünün azalan oranları da dikkate alarak hesaplama yapması gerektiği
-
Tasarrufun iptali davasının davalısı konumundaki şikayetçi hakkındaki ihtiyati haciz kararının asıl takibin başlatıldığı icra dosyasında tatbik edilmesi nedeni ile teminat karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırılması isteminin icra mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği
-
Genel mahkemede yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği,, ancak ihtiyati haciz hakkında bir takibin bulunmadığı görüldüğünden, ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği
-
İhtiyati haczin infazına ilişkin şikayetleri inceleme görevinin, kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine ait olduğu, icra mahkemesinin talep hakkında karar verme görevi bulunmadığı-