2. Hukuk Dairesi2024 Yılıİpoteğin Kaldırılması (İİK.153)

Dava konusu taşınmazın ipotek işlem tarihinde aile konutu vasfında bulunduğu, taşınmaz üzerinde dava konusu ipotek işlemi öncesinde davalı eş tarafından davalı banka lehine 27.03.2015 tarihinde ipotek işlemi gerçekleştirildiği, davalı bankaca dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığına dair iddiasıyla birlikte ipotek işlemi sırasında davacı eşin ipotek işlemine açık muvafakatinin alındığını savunduğu, usulüne uygun ara kararlara rağmen söz konusu muvafakatname belgesinin aslının sunulmadığı, imza inkarında bulunan davacının eli ürünü imzasının bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılamadığı, davalı banka ipotek işlemi sırasında davacının verdiğini iddia ettiği muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğunu kesin olarak ispat edemediği, davacı eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “geçersiz olduğunu” kabul etmenin zorunlu olduğu,


Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı Banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ve 3 çocuğunun 2008 yılından itibaren aile konutu olarak kullandığı dava konusu taşınmazın müvekkilinin bilgisi dışında davalı banka lehine ipotek edildiğini, ipotek aşamasında müvekkilinin rızasının alınmadığını belirterek, dava konusu ”… ili … ilçesi … Mah. 22 pafta, 869 ada, 153 parsel , C Blok 11 nolu daireye” tesis edilen 27.03.2015 tarihli ipoteğin hükümsüz olduğunu iddia ederek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı …, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ipoteğin tesis edildiği 27.03.2015 tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, ipoteğin tesisi işlemine davacının “açık rızasının” bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla da, “26.3.2015 tarihli gayrimenkul malikinin eşinden alınacak muvafakatname örneği” isimli belgenin altındaki imzanın davacı …’ın eli ürünü olup olmadığının tespitine yönelik ara kararı gereği davalı banka tarafından söz konusu belge aslının sunulmadığı, davacının, eşinin ipotek tesisine açık rızasının bulunduğunun ispatlanamadığı, dava konusu ipotek borcunun ödenmesi sonucu ipoteğin kaldırılması nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Banka vekili, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen banka aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; vekâlet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın ipotek işlem tarihinde aile konutu vasfında bulunduğu, taşınmaz üzerinde dava konusu ipotek işlemi öncesinde davalı eş tarafından davalı banka lehine 27.03.2015 tarihinde ipotek işlemi gerçekleştirildiği, davalı bankaca dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığına dair iddiasıyla birlikte ipotek işlemi sırasında davacı eşin ipotek işlemine açık muvafakatinin alındığını savunduğu, usulüne uygun ara kararlara rağmen söz konusu muvafakatname belgesinin aslının sunulmadığı, imza inkarında bulunan davacının eli ürünü imzasının bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılamadığı, davalı banka ipotek işlemi sırasında davacının verdiğini iddia ettiği muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğunu kesin olarak ispat edemediği, davacı eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “geçersiz olduğunu” kabul etmenin zorunlu olduğu, açıklanan nedenlerle; konusuz kalan davada davacı eşin dava açmakta haklı olduğu, dava açılmasına sebebiyet veren davalıların yargılama, gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına ilişkin kararı ile karar gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı bankanın yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili; davacının dava açıldığı tarihteki haklılığının ispatlanamadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ipoteğin kaldırılması davası olup, uyuşmazlık, dava tarihinde davacının dava açmakta haklı olup olmadığı, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hangi taraf yararına hükmedilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 6 ncı ve 194 üncü maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

2. HD. 12.03.2024 T. E: 2023/7863, K: 1658

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu