İlamlı İcraYargıtay Kararları

İş bu tensip ara kararının, İİK.nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliğini taşımadığından ilamlı takibe konu edilemeyeceği, bir başka anlatımla anılan kararın, mahkemece HMK.nun 389-393/2. maddeleri hükmüne uygun olarak verilmiş bir tedbir kararı olduğu, buna göre infaz edilmesinin gerektiği, icra emri gönderilerek takip yapılamayacağı-

İş bu tensip ara kararının, İİK.nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliğini taşımadığından ilamlı takibe konu edilemeyeceği, bir başka anlatımla anılan kararın, mahkemece HMK.nun 389-393/2. maddeleri hükmüne uygun olarak verilmiş bir tedbir kararı olduğu, buna göre infaz edilmesinin gerektiği, icra emri gönderilerek takip yapılamayacağı-

İİK.nun 25. maddesinde aynen; “çocuk teslimine ilişkin ilam icra dairesine verilince icra müdürü 24.maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği suretiyle borçluya (7) gün içinde çocuğun teslimini emreder. Borçlu bu emri tutmazsa çocuk nerede bulunursa bulunsun ilam hükmü zorla icra olunur.”, aynı Kanunun 25/a maddesinde ise; “çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilam hükmünün yerine getirilmesi üzerine icra müdürü, küçüğün ilam hükümleri dairesinde lehine hüküm verilen tarafla şahsi münasebette bulunmasına mani olunmamasını, aksi halde hükmün zorla yerine getirileceğini borçluya 24.maddede yazılı şekilde bir icra emri ile tebliğ eder….” şeklinde hükme yer verilmiştir. A.an düzenlemelere göre borçluya icra emri tebliğ edilebilmesi için çocuğun teslimine dair bir ilam getirilmesi zorunludur.

Somut olayda Ankara 5.Aile Mahkemesince 2011/1149 Esas  sayılı dosyada 27.10.2011 tarihinde tensip  ile  “küçükle belirtilen şekilde şahsi ilişki tesisine” dair karar verildiği, ve anılan ara kararının çocuk teslimine ilişkin ilamların infazı yoluyla takibe konulduğu anlaşılmaktadır.

İş bu tensip ara kararı yukarıda açıklanan İİK.nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliğini taşımadığından ilamlı takibe konu edilemez. Bir başka anlatımla anılan karar mahkemece HMK.nun 389-393/2. maddeleri  hükmüne uygun olarak verilmiş bir tedbir kararıdır. Buna göre infaz edilmelidir.  İcra emri gönderilerek takip yapılamaz.

Mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İ.İ.K.nun 366/3.maddeleri gereğince  Yargıtay Daire ilamının  tebliğinden  itibaren  ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 28.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

8. HD. 28.06.2012 T. E:5633,K:6412

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu