Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yoluyla Takip Kategorisine En Son Eklenenler
-
Hukuki işlemlerde tarafların fiil ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun mahkemece re’sen dikkate alınması zorunlu olduğu gibi, taraflarca da süresiz şikayet konusu yapılabilir.
-
Alacaklı, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerekmektedir. Anılan noksanlık kamu düzeni ile ilgili ve devletin hükümranlık haklarına ilişkin olması nedeniyle takibin her safhasında re’sen göz önünde tutulmalıdır
-
Her ne kadar ibraz tarihi itibarı ile çek karşılığının bulunup bulunmadığının ibraz şerhinde yazılı olmaması, çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmediği sonucunu doğurmaz ise de; Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 01.12.2020 tarih ve 2020/264 Esas 2020/763 Karar sayılı kararı ile takip konusu çeklerin kambiyo vasfı bulunmadığından takibin iptaline hükmedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakla, kambiyo vasfı olmadığı kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edilen çeklerin farklı icra takibine konu edilerek tahsil edilmeye çalışılması mümkün değildir.
-
Takibe konu senetlerin lehtarına karşı ileri sürebileceği senetlerin bedelsiz olduğuna yönelik şahsi defiyi senetleri alacağın temliki yoluyla alan takip alacaklısına da karşı ileri sürebileceğinden, borçlunun bu yöndeki iddiaları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken
-
Bononun teminat senedi olduğunun ileri sürülmesi şahsi def’i niteliğinde olduğundan, bu hususun avalist tarafından ileri sürülmesinin mümkün olmadığı-
-
650.000,00 TL bedelli senet üzerindeki “iş bu emre muharrer senet aynen döviz cinsi üzerinden ödenecektir” ibaresiyle, 650.000,00 TL’nin ödeme tarihindeki kura göre döviz cinsinden ödeneceğini düzenlediğinden senedin geçerliliğini etkilemeyeceği- “Borçlunun borca itirazı ile çelişen imza inkarı” dinlenmeyeceğinden, borçlunun imza inkarında bulunduktan sonra senedin teminat olarak verildiğini beyan etmekle borca itiraz etmesi halinde artık imza inkarının dinlenmeyeceği-
-
Öte yandan, keşide yeri unsuru bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK’nın 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir.
-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapamaz. Aksi halde aynı alacak için aynı borçluya karşı derdest bir icra takibi var iken mükerrer olarak ikinci bir takibin yapılması söz konusu olur. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabidir.
-
Dayanak bononun incelenmesinde; senet bedelinin, rakam kısmında “230.000,00 TL”, yazı kısmında ise “ikiyüzotuz TL” olarak belirtildiği görülmektedir. TTK’nun 676/1. maddesi uyarınca, yazı ile gösterilen miktarın dikkate alınacağı hükme bağlanmış olduğundan, senede ilişkin takibin iki yüz otuz TL üzerinden yapılabileceği, kalan miktar yönünden takibin durdurulmasına
-
Temsil yetkisi olmadığı halde keşideci şirket adına senet imzaladığı ileri sürülen muteriz borçlu F.B.K.’nin keşideci şirket adına attığı imzadan dolayı kişisel olarak sorumlu olacağı tabiidir. Yetkisiz temsilci sıfatıyla hareket eden borçlu, çekten dolayı keşideci sıfatıyla sorumlu olacağından, hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
-
Takip dayanağı senetlerin tanzim tarihleri itibariyle uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK’nın 776/1-f maddesi uyarınca; senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun’un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması zorunlu ve yeterlidir, ayrıca adres gösterilmesi mecburiyeti bulunmamaktadır.
-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takiplerde, itirazın kaldırılması ve itirazın iptaline ilişkin başvuru yolu olmadığından İİK’nın 264/2. maddesinde belirtilen prosedürün uygulanması olanağı olmadığını, ancak, İcra Mahkemesince İİK’nın 170/a maddesi gereğince takip iptal edilirse, İİK’nın 264/2. maddesinin son cümlesinın kıyasen uygulanması gerektiğini, alacaklı, icra mahkemesinin takibin iptali kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde genel haciz yolu ile takip yaparsa veya genel mahkemede alacak davası açarsa, ihtiyati haciz geçerli kalmakta devam edeceğini, somut olayda iki tarafın da tüzel kişi olması nedeniyle İİK’nın 264/2. maddesi uyarınca açılacak alacak davasının ticari dava olup TTK’nın 5/A-1. maddesine göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının zorunlu olduğu
-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takiplerde, itirazın kaldırılması ve itirazın iptaline ilişkin başvuru yolu olmadığından İİK’nun 264/2. maddesinde belirtilen prosedürün uygulanması olanağı yoktur. Ancak, icra mahkemesince İİK’nun 170/a maddesi gereğince takip iptal edilirse, İİK’nun 264/2. maddesinin son cümlesi kıyasen uygulanmalıdır. Yani, alacaklı, icra mahkemesinin takibin iptali kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde genel haciz yolu ile takip yaparsa veya genel mahkemede alacak davası açarsa, ihtiyati haciz geçerli kalmakta devam eder
-
Ödeme emrinde faiz türünün reeskont avans faizi olarak belirtilmiş olduğu, borca itirazın İİK’nın 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biriyle ispatlanamamış olduğu ve İlk Derece Mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
-
Takip tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun 783/3. maddesine göre; “Muhatap nezdinde karşılığı kısmen veya tamamen bulunmayan bir çek düzenleyen kişi, çekin karşılıksız kalan bedelinin %10’unu ödemekle yükümlü olduktan başka, hamilin bu yüzden uğradığı zararı da tazmin eder”. Çek keşide eden kimsenin, bu çekin karşılığı olan miktarı, ibraz süresi içerisinde muhatap banka nezdinde bulundurması zorunludur. Dolayısıyla, karşılığını bulundurduğu çek bedelinin, alınan ödeme yasağı kararı nedeniyle ödenmemesinden dolayı çek tazminatından sorumlu tutulamaz.
-
Takip dayanağı belgenin bono niteliğini taşıması halinde taraflara arasında ticari bir ilişkinin var olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda alacaklının “avans faizi oranı”na göre faiz isteyebileceği-