12. Hukuk Dairesi2024 YılıKambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu

Takibe konu senetler incelendiğinde “iş bu nama yazılı senedim” ibaresini ihtiva eden senedin nama yazılı düzenlendiği, bedelin malen alındığı kaydının bulunduğu, borçlunun keşideci, alacaklının lehtardan sonraki ciranta olduğu anlaşılmıştır. Takip dayanağı senet nama yazılı olarak düzenlenmiştir. Buna rağmen lehtar tarafından kaşe basılıp imzalanmak suretiyle yapılan ciro beyaz ciro olup bu devir alacağın temliki niteliği taşımamaktadır.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi                      T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2023/6991
KARAR NO: 2024/4571
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 18.07.2023
NUMARASI : 2022/1057-2023/1684
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve borçlu vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlu vekili borcun itfa edildiğini ve takip dayanağı senetlerin nama yazılı senetler olduğunu, nama yazılı senetler ancak yazılı bir devir beyanı ve zilyetliğin devri ile devredilebileceğini, bu husus gözetilmeden yapılan bir devir sonucu takip başlatıldığını, müvekkilinin icra takibinin dayanağı olan senetlerde keşideci olduğunu, yazılı bir devrin gerçekleşmesi için keşideci olan borçlunun rızasının alınması gerektiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği,
 İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulüne karar verildiği,
Alacaklının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; senet arkasında lehtarın cirosu bulunduğundan alacaklı yetkili hamil olup, senet kambiyo vasfını taşıdığından alacaklı tarafından takip yapılmasında herhangi bir yasal engel olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile “… İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 14/12/2021 tarih 2019/800 Esas – 2021/803 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine…” şeklinde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Nama yazılı kıymetli evrak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 654. maddesinde, “Belli bir kişinin adına yazılı olup da, onun emrine kaydını içermeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak, nama yazılı senet sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 778. maddesi ile bonolar hakkında da uygulanan aynı kanunun 681/2. maddesinde ise “Düzenleyen, poliçeye “emre yazılı değildir” ibaresini veya aynı anlamı ifade eden bir kaydı koymuşsa, poliçe ancak alacağın temliki yoluyla devrolunabilir ve bu devir alacağın temlikinin hukuki sonuçlarını doğurur” hükmü yer almaktadır.
Takibe konu senetler incelendiğinde “iş bu nama yazılı senedim” ibaresini ihtiva eden senedin nama yazılı düzenlendiği, bedelin malen alındığı kaydının bulunduğu, borçlunun keşideci, alacaklının lehtardan sonraki ciranta olduğu anlaşılmıştır. Takip dayanağı senet nama yazılı olarak düzenlenmiştir. Buna rağmen lehtar tarafından kaşe basılıp imzalanmak suretiyle yapılan ciro beyaz ciro olup bu devir alacağın temliki niteliği taşımamaktadır.
Bununla birlikte şekil olarak cironun alacağın temliki şartlarını bünyesinde barındırdığı söylenemiyorsa, artık senedi devralan kişi senede dayalı olarak hak sahibi sıfatını iktisap edemeyecek ve kambiyo hukukuna ilişkin hiç bir hukuki imkandan özellikle İİK’nın 170/a-2 uyarınca kambiyo hukuku kapsamında takip hakkından yararlanamayacaktır.
O halde İlk Derece Mahkemesince yukarıdaki ilkeler ışığında alacaklının takip hakkının bulunmadığı kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken farklı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi, Bölge Adliye Mahkemesince de İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak şikayetin reddine hükmedilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
 Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nin 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 18.07.2023 tarih ve 2022/1057 E.-2023/1684 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 09.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu