2015 ve Öncesi Yıllar23. Hukuk DairesiSıra Cetveli

Vergi alacakları için konulan hacizlerin, haciz tarihindeki alacakla, bu alacağa satışa kadar işleyecek faizi karşılamakta dikkate alınabileceği, yani; haciz tarihinden sonra tahakkuk eden vergi alacakları ve fer’ilerinin, bu hacizden tatmin edilmesinin mümkün olmadığı-

Vergi alacakları için konulan hacizlerin, haciz tarihindeki alacakla, bu alacağa satışa kadar işleyecek faizi karşılamakta dikkate alınabileceği, yani; haciz tarihinden sonra tahakkuk eden vergi alacakları ve fer’ilerinin, bu hacizden tatmin edilmesinin mümkün olmadığı-

Asıl davada, şikayetçi T. Kalkınma Bankası AŞ. vekili, dava dışı borçluya ait 666 parsel sayılı taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinin, ilk haczi koyan Gaziantep 1. İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenmesi gerektiğini, davalı Ş.bey Vergi Dairesi’nin alacağının tahsil zamanaşımına uğradığını, öte yandan bu alacağın miktarı da araştırılmadan sıra cetveline alındığını, davalı alacaklı vekiline öncelik verilmesinin yasaya aykırı olduğunu ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun Ek 5. maddesi ile alacaklarının kamu alacağı vasfı kazanmasına rağmen bu hususun dikkate alınmadığını ve 3.992,79 YTL olarak belirlenen ipotek alacaklarının limiti aşan kısmı bakımından, 150/c şerhi tarihi olarak tapuda görünen 14.10.1994 tarihinin haciz tarihi olarak kabulü gerektiğini ileri sürerek, bu parsel için düzenlenen sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini; borçluya ait 711 ve 712 parsel sayılı taşınmazlar için düzenlenen sıra cetveline yönelik itirazında da, aynı iddialara ek olarak, sonraki tarihli işçi alacaklarının müvekkili banka alacaklarının önüne geçirilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, anılan parseller için düzenlenen sıra cetvelinin iptaline, karar verilmesini talep etmiştir.

Birleşen davada, şikayetçisi şirket vekili ise, işçi alacaklarına öncelik verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini, talep etmişlerdir.

Şikâyet olunanlar vekilleri, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, şikâyetin reddini istemiştir.

Verilen önceki hükmün Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 15.11.2007 gün ve 2007/5705-10134 sayılı kararı ile bozulması üzerine İcra Mahkemesi’nce, dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen dosyada H. Gümüş’e yönelik şikâyetin kabulü ile sıra cetvelinde bu alacaklıya düşen payın şikayetçiye ödenmesine, Ş.bey Vergi Dairesi’ne yönelik şikâyetin reddine; birleşen dosyada şikâyet olunan sendika hakkındaki şikâyetin kabulü ile adı geçene ayrılan payın şikayetçiye ödenmesine, birleşen diğer dosyada şikâyetçi S. H. San. Tic. AŞ’nin şikayetinin reddine karar verilmiştir.

Karar, şikâyetçi T. Kalkınma Bankası AŞ ile şikâyet olunan T. Tekstil İşçileri Sendikası vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, İcra Mahkemesince uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle bordroların İİK’nun 100. maddesi kapsamında sayılmamasına göre, şikâyet olunan T. Tekstil İşçileri Sendikası vekilinin tüm, şikayetçi T. Kalkınma Bankası A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Şikâyetçi T. Kalkınma Bankası A.Ş. vekili, Ş.bey Vergi Dairesi’nin alacaklarının tahsil zamanaşımına uğradığını, alacağın yüksek miktarda hesaplandığını ileri sürmüş, mahkemece Vergi Dairesine yazılan yazıya verilen cevapla yetinilerek hüküm kurulmuştur.

Vergi alacakları için konulan hacizler, haciz tarihindeki alacakla, bu alacağa satışa kadar işleyecek faizi karşılamakta dikkate alınabilir. Bir diğer ifade ile haciz tarihinden sonra tahakkuk eden vergi alacakları ve fer’ilerinin, bu hacizden tatmin edilmesi mümkün değildir. Öte yandan, vergi alacaklarının ne şekilde zamanaşımına uğrayacağı da 6183 sayılı Kanun’un 102 vd. maddelerinde gösterilmiştir.

O halde, mahkemece, açıklanan ilke çerçevesinde, vergi dairesi kayıtları üzerinde bir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılarak denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan T. Tekstil İşçileri Sendikası vekilinin tüm, şikayetçi T. Kalkınma Bankası A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle , diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün şikayetçi T. Kalkınma Bankası A.Ş. yararına BOZULMASINA…

23. HD. 15.09.2011 T. E:394, K:350


T.C.
YARGITAY
23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4019
KARAR NO : 2015/2776
Y A R G I T A Y   İ L A M I
MAHKEMESİ : Adana(Kapatılan) 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2013/45-2013/156
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın Yüreğir Vergi Dairesi ve SGK Adana İl Müdürlüğü yönünden kabulüne, Seyhan Vergi Dairesi  yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı, davalılar SGK Adana İl Müdürlüğü ve Yüreğir Vergi Dairesi vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalıların alacaklarının zamanaşımına uğradığını ve ilk hacze iştirak etmelerinin mümkün bulunmadığını, sıra cetvelinin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinde davalılara ayrılan payın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalıların alacakları için 6183 sayılı Yasa kapsamında, belli bir süre işlem yapılmaması halinde haczin düşeceği hususunun düzenlenmediği fakat, 102. maddede alacağın zamanaşımına uğrayacağının belirtildiği, zamanaşımını kesen hususları idarenin ispat etmesi gerektiği, davalı Yüreğir Vergi Dairesi ve SGK’nın alacaklarının zamanaşımına uğradığı, hacze iştirak kurallarının uygulanmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, 6183 sayılı Yasa’nın 21. maddesine göre malın paraya çevrilmesinden evvel haciz konulduğu takdirde garameten paylaşım kurallarının uygulanacağı gerekçesiyle, davanın, davalılar Yüreğir Vergi Dairesi ve SGK yönünden kabulüne, davalılara isabet eden payın davacıya ödenmesine, Seyhan Vergi Dairesi yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı, davalılar SGK ve Yüreğir Vergi Dairesi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı SGK Adana İl Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları yönünden;
5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK’nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 1.820,00 TL’dir.
Dava dilekçesinde, satış bedelinin dağıtımı için düzenlenen sıra cetvelinde, davalılardan SGK’nın hacze iştirak hakkı bulunmadığı halde 1.350,00 TL pay ayrıldığı ileri sürülmüş olup, mahkemece, bu davalı yönünden davanın kabulüne dair verilen karar, yukarıda anılan  madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da verilebileceğinden, davacı vekilinin, anılan davalıya yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Yüreğir Vergi Dairesi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Vergi alacakları için konulan hacizler, haciz tarihindeki alacak ile  bu alacağa satışa kadar işleyecek  faiz miktarı yönünden sonuç doğurur. Bir diğer ifade ile  haciz tarihinden sonra tahakkuk eden vergi alacakları ve fer’ilerinin bu hacizden tatmin edilmesi mümkün değildir. Öte yandan vergi alacaklarının ne şekilde zamanaşımına uğrayacağı da  6183 sayılı AATUHK’nun 102 vd. maddelerinde gösterilmiştir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde mahkemece, vergi ve muhasebe konularında uzman bir bilirkişi seçilerek, davalı Seyhan Vergi Dairesi’nin kayıtları üzerinde  inceleme yaptırılmak suretiyle vergi alacağının miktarı ve hacizlerin  kapsamı, miktarı ve tarihleri de saptanarak denetime ve hüküm kurmaya elverişli, açıklamalı  rapor aldırılarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek  gerekirken,  eksik incelemeye dayalı  ve yazılı şekilde hüküm kurulması  doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda  (1) numaralı   bentte  açıklanan nedenlerle, davalı SGK vekilinin, temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle  reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Yüreğir Vergi Dairesi vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (3)  numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, davalı SGK Adana İl Müdürlüğü ve Yüreğir Vergi Dairesi hakkında verilen hüküm yönünden karar düzeltme yolu kapalı, davalı Seyhan Vergi Dairesi yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu