İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Cezai şart alacakları-Fesih ve temlik sözleşmesi-Taraflara ayrı ayrı cezai şart alacağı hakkı kazandırmama durumu-İtirazın iptali davas
-
Vergi alacakları için konulan hacizlerin, haciz tarihindeki alacakla, bu alacağa satışa kadar işleyecek faizi karşılamakta dikkate alınabileceği, yani; haciz tarihinden sonra tahakkuk eden vergi alacakları ve fer’ilerinin, bu hacizden tatmin edilmesinin mümkün olmadığı-
-
Arabuluculuk anlaşmazlık tutanağı-Rıza alınmaksızın taraf değişikliği-Dilekçede tarafın yanlış gösterilmesi-Ölüm
-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesinde kısmi ödemelerin öncelikle faizden ve masraftan mahsup edileceği-
-
Kira sözleşmesi- Ödeme Tarihi-Borçlunun temerrüdü-Yıllık kira ödemesi
-
İmzaya itirazın kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesi, takibin iptaline ilişkin kararın sonuçlarını doğuracağından takip dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılması gerektiği ayrıca icra takibi, mahkeme kararı ile iptal edilmişse artık iptal edilen takip dosyası üzerinden ihtiyati hacizlerin varlığını sürdürmesi mümkün olmadığı, bir başka ifade ile; takibin iptali kararıyla birlikte icra takibi ortadan kalktığından ihtiyati haczin infazına ilişkin işlemler de kendiliğinden hükümsüz hale geleceğinden dosyadaki davacı şirket aleyhine tesis edilen hacizlerin de imzaya itirazın kabulüne ve takibin durmasına dair kararın kesinleşmesi ile birlikte ortadan kaldırılması gerekeceği-
-
Takip dosyası incelendiğinde, taşınmazlara müteaddit defalar haciz konduğu, ancak hacizlerden sonra İİK’nun 106-110. maddeleri gereğince süresi içerisinde satış istenmediği, her ne kadar …………. tarihinde bir miktar satış avansı yatırılmış ise de geçerli bir satış talebinin yapılmadığı görülmekle Bölge Adliye Mahkemesince, bu gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verilerek hacizlerin kaldırılması gerekeceği-
-
İİK 106 – 110 gereğince hacizlerin kaldırılmasına ilişkin üçüncü kişinin şikayeti üzerine verilen kararının kesin nitelikte olmadığı- Paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu olamayacağından, icra dosyasına konulan hacizle ilgili olarak, 1 yıllık sürenin hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak kıyasen uygulanması ve paranın icra dosyasına celbi talebinin, satış talebi gibi değerlendirilmesi gerektiği-
-
Şikayetçi üçüncü kişinin talebi, alacaklının talebinden bağımsız ve süresinde satış istenmediği gerekçesi ile İİK’nun 106-110. maddelerine dayalı olarak hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olup, üçüncü kişinin bu isteminin harca tâbi olmadığı, bu nedenle, icra müdürlüğünün harçların yatırılmasına ilişkin işleminin yasal dayanağı bulunmadığından, mahkemece, şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün şikayete konu işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
-
Takibin yapıldığı gün ve saat itibariyle, mecurun tahliye edildiği alacaklıya henüz bildirilmediğinden, alacaklının takip yapmakta haklı olduğundan takip masraflarından borçlunun sorumlu olacağı-
-
Alacaklı vekilinin talebi üzerine, borçluya ikinci kez ödeme emrinin tebliği borçluya yeni bir itiraz hakkı tanır.
-
Asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekmekle birlikte İİK’nın 16/2. maddesi gereğince kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli; hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönünde uygulama yapılmakta iken İİK 150/ı maddesinde yapılması belirtilen tebligat ilamlı takipte takip şartı kabul edilip, usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu şikayetinin İİK 16/2 kapsamında süresiz olarak incelenmesi kanaatine varılarak görüş değişikliğine gidilmiştir.
-
TTK’nın 818/1. maddesinin (c) bendinin göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken TTK’nın 678. maddesinde; “Temsile selahiyeti olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur…” hükmü yer almaktadır. Borçlunun atmış olduğu imzadan sorumluluğu için senet üzerinde imzasının bulunması yeterli olup, ayrıca isminin yazılı olması da gerekli değildir.
-
Dava tarihinden sonra kiralananı devreden kiralayanın davacı sıfatı kalmadığından tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerektiği
-
Düzenlenme tarihinin, bononun üst bölümünde vade tarihi kısmında tekrarı çift vade anlamına gelmez. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olur.
-
Türk Medeni Kanunu’nun 684. maddesi uyarınca bütünleyici parça (mütemmim cüz), yerel adetlere göre asıl şeyin (taşınmazın) temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmadığı için taşınmazdan ayrı (bağımsız olarak) haczedilemez.