İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Şikâyet, icra ve iflas hukukunda düzenlenmiş, kendisine özgü hukuki bir çaredir. Şikâyet kendisine özgü bir yol olup bir dava ve gerçek anlamda bir kanun yolu değildir. Şikâyet, icra takibinin taraflarına veya hukuki yararı bulunan diğer kişilere tanınmış ve bu yolla icra ve iflas dairelerinin (veya diğer icra organlarının) kanuna veya olaya uygun olmayan işlemlerinin iptalini veya düzeltilmesini ya da yapmadıkları veya geciktirdikleri işlemlerin yapılmasını sağlayan hukuki bir çaredir
-
Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmesi halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.
-
Hukuki işlemlerde tarafların fiil ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun mahkemece re’sen dikkate alınması zorunlu olduğu gibi, taraflarca da süresiz şikayet konusu yapılabilir.
-
İhalenin Feshine İlişkin Dava Açılırken Açıkça Harcın Yarısının Yatırılmasının Zorunlu Olduğu, 3. Kişilerin Harcı Yatırmadan Talepte Bulunma Hakkı Olmadığı için Kendilerine Mahkemece Tekrar Süre Verilmesinin Gerekmediği,
-
İİK’nın 150/ı maddesi uyarınca; krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde ihtardaki borç miktarı kesinleşir. Ancak böyle bir durumda borçlu, ihtarnamede kesinleşen borç miktarına takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebilir.
-
Borçlu tarafından takip talebine ve ödeme emrine eklenen kira sözleşmesine karşı çıkılmamış takip talebinde tahliyesi istenilen taşınmaz adresi ile takip talebine eklenen kira sözleşmesindeki taşınmaz adresinin birbirinden farklı olduğu itirazının ileri sürülmediği, davalı kiracının kira akdine itirazının bulunmadığı nazara alındığında taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin kesinleştiği, bu durumda takip talebinde yazılı olan kiralanan taşınmaz bakımından borçlunun temerrüdünün gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
-
Takip talepnamesindeki “.. başlangıç tarihli kira sözleşme metni ile tahliyesi” ibaresinden alacaklı tarafından tahliye yolunun da tercih edildiğinin anlaşıldığı- Takip dayanağı kira sözleşmesinden kiralanan yerin adresi belli olduğundan ayrıca tahliye adresinin gösterilmesi zorunlu olmadığı- Mahkemece tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri üzerinde durularak karar verilmesi gerektiği-
-
Yıllık İzin İçerisinde Hastalık Raporu Alınması Halinde Rapor Bitiminde Göreve Başlanılması Gerekir
-
İİK. mad. 79/1 uyarınca icra dairesinin haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekeceği- İİK. mad. 85/1 uyarınca borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır malları ile taşınmazlarından ve alacak ve haklarından ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklara yetecek miktarının haczolunacağı- İİK. mad. 85 ve 79 uyarınca icra müdürüne haczin uygulanması konusunda takdir yetkisi tanınmadığı
-
İİK’nun 89. maddesinde düzenlenen üçüncü kişilere “haciz ihbarnamesi” gönderilmesi, alacaklının talebi ile icra müdürlüğünce yerine getirilmesi gereken bir işlem olup, icra müdürlüğünün, alacaklının bu isteminin yerine getirilmesi konusunda bir takdir yetkisinin bulunmadığı,
-
İcra memurunun haczi istenen malın üçüncü kişiye ait olduğuna dair iddia üzerine haciz yapmaktan kaçınamayacağı, bu konu hakkında araştırma- inceleme yetkisine sahip olmadığı ve haciz yapıp yapmama konusunda takdir yetkisinin olmadığı
-
2577 sayılı Kanun uyarınca; takip alacaklısının kararın tebliğ tarihinden takip tarihine kadar geçen süre için tecil faizi talep etmesinde ve ilamın infazı için kesinleşmesine gerek olmayan ilamlardan olması hasebiyle alacak kalemlerine faiz işletilmesinde herhangi bir yasal engel bulunmadığı-
-
İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüşen tasarrufun iptali davasında ilamın aynı icra takip dosyası üzerinden infazının istenmesinin mümkün olduğu- Bu ilam doğrultusunda şikayetçi (üçüncü kişi) borçluya (ilk) takip dosyasından icra emri tebliğ edilmesi gerektiği- Tasarrufun iptali hükmüne dayalı olarak ayrı bir icra takibi başlatılması halinde, “üçüncü kişinin, asıl icra takibinin borçlusu olmadığından tasarrufun iptali davasına dayalı olarak ayrı takip başlatılmasında usule aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle “şikayetin reddine” karar verilemeyeceği
-
Tasarrufun iptali ilamı gereğince üçüncü kişinin sorumluluğu icra takibine konu asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olduğu- İlamda faiz konusunda bir hüküm bulunmasa bile icraya konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmeyen ilamda hüküm altına alınan alacağa karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğinden, üçüncü kişinin sorumluluğunun asıl alacak ve ferileri ile tasarrufun iptali ilamının karar tarihinden ödeme tarihine kadar işleyen yasal faiz ile sınırlı olduğu
-
Alacaklılar tarafından ibraz edilen tasarrufun iptali ilamı kapsamında alacaklıların haciz taleplerinin değerlendirilmesi ve taşınmazın tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkin hükmün bulunmadığı, haciz yetkisi verilen tasarrufunun iptali ilamının icrası için kesinleşmesinin gerekli olmadığı düşünülerek haciz talebinin reddine ilişkin şikayette sonuca gidilmesi gerektiği
-
Borçluya karşı tasarrufun iptaline ilişkin ilamın ferilerine ilişkin alacak kalemlerini, asıl takip dosyası üzerinden gerektiğinde ek takip talebi ile tahsilinin mümkün olduğu, ayrı bir takibe konu edilmesi usul ekonomisine aykırı olduğundan, bu kalemler yönünden ayrıca başlatılan takibin iptali gerektiği-