İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Satış ilanı tebligatını alan babanın aynı apartmanda yaşaması, aynı konutta oturma anlamına gelmez
-
Tüzel kişilerin ticaret sicil adresine, TK.35’e göre tebligat yapılabilmesi için: tebligatın, adresin kapalı olması veya muhatabın taşınmış olması şerhi ile iadesi zorunludur. Tebligatın “muhatap firma tanınmıyor” şerhi ile iadesi usulsüz olup, bu tebligat esas alınarak yapılan TK.35/4’e göre tebligat usulsüzdür.
-
Kapalı şirkete 21/1’e göre yapılan tebligatta, haber bırakılan komşunun ad-soyadı yazılmamışsa tebligat usulsüzdür
-
Avukat olmayan gerçek kişiye vekaletname ile tebligat almak üzere özel yetki verilemez, usulüne uygun tebligat yapılabilmesi için vekilin avukat sıfatını taşıması zorunludur
-
Ortaklığın giderilmesi ilamına dayalı ihalede ortaklığın giderilmesi davasındaki vekile satış ilanı tebliği geçerlidir
-
Bilinen adresin (TK 10) mernis adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iadesi halinde, tebligat mernis adresine şerh verilerek 21/2’ye göre çıkarılır.
-
Borçluya satış ilanı “birlikte oturduğu damadı A…..’ya tebliğ edildi” şeklinde tebliğ edildi. Borçlunun mernis adresi farklı ancak; zabıta araştırmasında damadıyla oturduğu belirlendi. Bu durumda borçlunun bilinen adresi damadıyla oturduğu adres olup, mernis adresine tebligat çıkmaz
-
Gecikmesinde zarar doğacak hallerde memur vasıtasıyla tebligat yapılabilir. (TK 2. ) Ancak yönetmeliğin 5/2 maddesine göre memur vasıtasıyla tebligat yapılmasını gerektiren sebep tebligat evrakında gösterilmezse tebligat usulsüzdür
-
Tatbik edilen ihtiyati hacizler ödeme emrinin tebliği ve ödeme süresinin geçmesi ile kesin hacze dönüştüğünden, haciz isteme hakkının düşmeyeceği ve bu durumda, haciz talep edilmediğinden bahisle “dosyanın işlemden kaldırılmasına” karar verilemeyeceği
-
Takip konusu olan ilam, karşılıklı edimleri içermekte olup, alacaklının takibe devam edebilmesi için kendi edimini yerine getirmesi gerekir.
-
İİK’nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunlu olduğu, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine İcra Mahkemesine bildirmiş olmasının fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı-
-
Borca itiraz dilekçesinde şirkete ait tek imzanın bulunduğundan, borçlu şirket adına itiraz eden şirket yetkilisine kesin süre verilerek diğer yetkililerin itiraza icazetini sağlaması gerektiği-
-
İtiraz dilekçesinin üzerinde yazılı tarihin itiraz tarihi olarak kabulüne imkan bulunmadığı ve itiraza esas olan tarihin, anılan dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihin olduğunun açık olduğu, bu tarih nazara alındığında borçlu tarafından İİK.’nin 62. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemeyeceği-
-
İcra müdürlüğünce herhangi bir talep ve hukuki sebep olmaksızın ödeme emri tebliğe çıkartılamayacağından, talep ve hukuki sebep olmaksızın çıkartılan tebliğ evrakının yok hükmünde olduğu,
-
İlamsız takiplerde yetkiye yönelik itirazın kamu düzenine ilişkin olmadığı
-
Ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir. İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez.