İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Tahkim Kanunu gereğince verilen «hakem kararları»nın «ilâm niteliğinde» bulunduğu–
-
HMK kapsamında verilen milli hakem kararlarının verildikleri anda icra edilebildiği, bu kararların kesinleşmesine gerek kalmadan takip başlatılabileceği-
-
3.Kişinin haciz ihbarnamesine itiraz edebilmesi için üçüncü kişi tarafından kullanılmak üzere alacaklı tarafından masraf yapıtılmasına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamakla birlikte, Adalet Bakanlığı’nın haciz ihbarnamelerine itiraz edilmesi için gerekli posta masrafının eklenmesine ilişkin görüşü yargı organlarını bağlamamaktadır. Bu durumda davacı/3.kişiye e-tebligat yoluyla tebliğ edilen haciz ihbarnamelerine cevap masrafı eklenmediği gerekçesi ile haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi yerinde olmamıştır.
-
İİK.m.99 uyarınca taşınır mal üçüncü kişi yedinde iken yapıldığı durumlarda istihkak davasının mülkiyet karinesi lehine olan üçüncü kişi tarafından İİK.m.96 hükmüne dayanılarak açılması halinde dahi ispat yükü yer değiştirmeyeceği için alacaklı, mülkiyet karinesinin aksini ispat yükü altındadır.
-
Usulsüz tebligat halinde, TK. 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak bildirilen tarih olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- İlamsız icra takibinde itirazların, düzeltilmesine karar verilen tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması gerektiği- Alacaklının sunduğu Whatsapp yazışma içeriği belirsiz olduğundan ve ayrıca öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçi borçlunun bildirdiği tarihin esas olduğu, bu tarihin aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
-
Ödeme emrinin tebliğ edilmemesi- Savunma hakkının ihlali-
-
Menfi tespit davası- Davacının sahte imzayla çek tedavüle koymayı alışkanlık haline getirip getirmediği-
-
Usulsüz tebligat şikayeti İİK’nun 18. maddesi gereğince icra mahkemesi tarafından incelenip karara bağlanır. İİK’nun 16/1 ve 18/2. maddesindeki açık hükümler gereğince şikayetin icra mahkemesine yapılması gerekir; icra müdürlüğüne yapılan şikayet geçerli değildir.
-
Borçlunun, ilam kesinleşmeden ilamın icraya konulamayacağı yönünde bir şikayeti bulunmamasına rağmen, mahkemece, talep aşılıp bu husus değerlendirme konusu yapılarak icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki, takip dayanağı ilam, katılma alacağına ilişkin olup, infazı için kesinleşmesi de gerekmemektedir.
-
İpoteğin kaldırılmasına ilişkin davanın kabulü ile “ipotek bedelinin 0.095 TL olduğu ve şerhin terkin edilmesine” dair yerel mahkeme kararında istinaf sınırı-
-
Nafaka yükümlülüğü doğmadan yapılan bu ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemez.
-
Açılmış olan tasarrufun iptali davası sırasında mahkemece alacaklının talebi üzerine davalının araçları hakkında verilmiş olan ihtiyati haciz kararının, ‘araç kayıtları üzerine yakalama şerhi işlenerek” uygulanmasının mümkün olmayacağı
-
İcra takibinin asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılmasının asıl olduğu, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerekeceği, ipotek veren üçüncü kişi ya da ipotekli taşınmazı ipotekle yükümlü olarak alan 3.kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı olduğu
-
Döviz Alacaklarına İlişkin İcra Takiplerinde TL’ye Çevirme Esnasında Merkez Bankası Efektif Satış Kurunun Dikkate Alınması Gerektiği
-
Borçlunun haciz yapılan yerde anne ve babasının yaşıyor olması nedeni ile malların borçlu ile üçüncü şahsın birlikte ellerinde bulundurduklarını ispat için yeterli olmadığı,
-
İkinci haczin ilk haczin gerçekleştiği mekanda yapılmak istendiği, 3. kişiye ait bir mekandaki mallar kaideten asıl-mütememmim cüz ilişkisi çerçevesinde 3. kişiye ait olup, İİK 99. maddede kaideten mekanı ve içindekileri de ilişilmez kıldığını